İstanbul’un Pendik ilçesinde meydana gelen yangın faciası, sadece alevlerin yol açtığı yıkım değil, aynı zamanda bir dizi ihmali de gün yüzüne çıkardı. Yangın sonucu, üç kişinin hayatını kaybetmesi ve birçok kişinin yaralanması, toplumda büyük bir travma yaratırken, olayın ardından başlatılan soruşturmalar da dikkat çekici bir hal aldı. Yangının sebep olduğu trajedi, birlikte yaşanan ihmaller zincirinin sonucunu gözler önüne sererken, konuya ilişkin ilk iddianame de savcılık tarafından hazırlandı. Bu yazımızda, yangının detaylarını ve davanın seyrini mercek altına alacağız.
Yangın, 15 Ekim 2023 tarihinde Pendik'teki bir apartmanın üçüncü katında başladı. Görgü tanıklarının ifadelerine göre, yangının kaynağı ilk olarak bir elektrik arızası olarak belirlendi. Ancak, olayın hemen ardından yapılan incelemelerde, yangın güvenliğinin ihmal edildiği ve gerekli tedbirlerin alınmadığı ortaya çıktı. Apartmanın sahiplerinin, yıllardır yapılması gereken bakımları yapmadığı ve yangın güvenlik sistemlerinin çalışmadığı belirlendi. Yangın alarm sisteminin çalışmadığı, yangın merdivenlerinin kapatıldığı ve kaçış yollarının engellendiği iddiaları, soruşturmanın derinleşmesini sağladı.
Olayın ardından yapılan incelemelerin yanı sıra, apartman sakinlerinin de yaşadığı sıkıntılar dikkat çekti. Yangın sırasında panik içinde kaçmaya çalışan insanlar, kapılarının kilitlenmesi nedeniyle mahsur kaldılar. Üç kişi, yoğun duman nedeniyle yaşamını yitirirken, diğerleri ise komşularının yardımıyla kurtarılabildi. Yangını söndürmek için gelen itfaiye ekipleri, olay yerine geldiklerinde alevlerin hızla yayıldığını ve kurtarma çalışmalarının zorlaştığını ifade ettiler. Bu durum, yangın öncesinde alınması gereken önlemlerin neden bu kadar önemli olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi.
Savcılığın hazırladığı iddianameye göre, yangından sorumlu tutulan apartman sahipleri hakkında kamu malına zarar verme, taksirle ölüme sebebiyet verme ve yaralamaya neden olma suçlamaları yöneltildi. Yangını önlemek için gerekli tedbirleri almayan yöneticiler ve bina sahipleri için istenen ceza ise dikkat çekici. Savcılık, sanıklar için toplamda 25 yıla kadar hapis cezası talep etti. İddianamenin içeriği, yangın güvenliği konusunda alınmayan önlemlerin sadece bireysel değil, toplumsal anlamda da büyük bir sorumluluk taşıdığını gösteriyor.
Yangın faciası sonrası, sosyal medya ve kamuoyunda oluşan tepkiler, yangın güvenliği konusundaki ihmalleri sorguladı. Birçok kişi, bu tür trajik olayların önlenebilmesi için denetimlerin sıkılaştırılması ve yasaların daha etkin bir şekilde uygulamaya konulması gerektiğini vurguladı. Yangın öncesinde apartman yöneticilerinin ve bireylerin sorumluluklarının üstlenilmesi gerektiğini dile getiren yetkililer, böyle olayların bir daha yaşanmaması için eğitimin de oldukça önemli olduğunu belirtti.
Yangın faciasında hayatını kaybeden üç kişi geri dönüşü olmayan bir kayıptı. Bu olay, sadece kurbanların aileleri için değil, aynı zamanda toplumu derinden etkileyen bir travma oluşturmuş durumda. Yangının hemen ardından yapılan etkin iletişim ve haberleşmenin ise olayın kamuoyuna daha doğru bir şekilde aktarılmasında önemli bir rol oynadığı düşünülebilir. Yangın sonrası hayatını kaybedenlerin anısına bir anma töreni yapılması da toplumsal duyarlılığın artmasına yönelik bir adım olarak görülüyor.
Sonuç olarak, Pendik'teki yangın faciası, ihmal ve kayıtsızlığın nelere yol açabileceğini gözler önüne seren bir olay olmuştur. İddianame ve istenen cezalar, suçluların adalet önünde hesap vermesi anlamına gelirken, aynı zamanda gelecekte benzer faciaların önüne geçilmesi için alınması gereken tedbirlerin de önemini artırmaktadır. Toplum olarak, bu tür yıkıcı olayların önüne geçmek için daha bilinçli ve sorumlu adımlar atmamız gerekmektedir. Yangın güvenliği, sadece bireylerin değil, toplumun genel bir sorumluluğudur.