Hayatın sunduğu fırsatları değerlendirerek sıra dışı bir maceraya atılan Şırnaklı çift, 16 yıl süresince 6 kıta boyunca 40 ülkeyi ziyaret etti. Çiftin bu eşsiz gezilerini gerçekleştirmesi için hayata geçirdikleri "ineklerin gezi masraflarını karşılaması" projesi dikkat çekiyor. İneklerin kendilerine kattığı ekonomik destekle başladıkları bu yolculuk, hem onların hem de çevrelerindeki birçok insan için ilham kaynağı oldu.
Şırnak'ın dağlık ve zorlu coğrafyasında yaşarken günlük hayatlarını geçindirmek için çiftçilik yaparak hayvanlarını besleyen çift, bir gün dünya seyahati yapma hayalini gerçekleştirmek için yola çıktı. Fakat, gezi masraflarını karşılamak her zaman kolay olmadı. Bu noktada, ineklerinin sütlerinden elde ettikleri gelir, onları dünyayı gezme fırsatı sunan bir kaynak haline geldi. İneklerin sağlığını önemseyen çift, standart çiftçilik uygulamalarının dışında organik yöntemler benimseyerek, hem hayvanlarına hem de kendilerine sürdürülebilir bir yaşam sunmayı başardılar.
Son 16 yıl içerisinde 6 kıtada 40 farklı ülke gezerek kültürler arası bir köprü kuran çift, farklı coğrafyalardan edindikleri deneyimleri ve anıları bir araya getirerek hayallerini gerçekleştirdiler. Her ülkede yerel halkla iletişim kurarak geleneklerini öğrenme fırsatı buldular. Bu deneyimlerin yanı sıra, dünyanın çeşitli yerlerinde karşılaştıkları zorluklar, onların daha sağlam bir karakter geliştirmelerine yardımcı oldu. İçinde bulundukları bir toplumsal ihtiyaç ya da sosyal projelere olan ilgileri, gezilerin daha anlamlı hale gelmesini sağladı.
Şırnaklı çiftin bu serüveninde, kendilerine ait olan ineklerden elde ettikleri gelirden başka, yerel kaynakları etkin bir biçimde kullanarak her seyahatta yeni kazanımlar elde ettiler. Yüksek maliyetli seyahatlerin üstesinden gelmek için evde hazırladıkları mat veya tentelerle konaklama ihtiyacını minimuma indirerek kamp yapma alternatifi buldular. Böylece hem maddi bütçelerini dengede tutmayı başardılar hem de doğayla olan bağlarını daha da güçlendirmiş oldular.
Çiftin gezileri sadece turistik yerlerden ibaret değil. Gittikleri her ülkenin tarihini, kültürünü ve doğal güzelliklerini derinlemesine incelemeye özen gösterdiler. Örneğin, Afrika'nın safarilerinde yer alan zengin biyolojik çeşitliliği ile Pasifik Adaları'nın eşsiz plajlarını keşfettiler. Hatta bazı ülkelerde yerel halkın günlük yaşamlarına katılıp geleneksel ritüellerine iştirak ettiler. Her deneyim, onları zenginleştirerek kişisel gelişimlerine önemli bir katkı sağladı.
Hayallerinin peşinden koşarken yaşadıkları zorluklar, pek çok insan için birer ders niteliğinde oldu. Karşılaştıkları engellerden yılmadan nasıl mücadele edeceklerini öğrenen çift, bu sürecin kendilerini nasıl olgunlaştırdığını anlatarak, herkesin hayallerinden asla vazgeçmemesi gerektiğinin altını çiziyor. Gezdikleri ülkelerde edindiği bilgi ve deneyimlerin yanı sıra, dönüşte Türkiye’de bu tecrübeleri paylaşarak yeni nesillere örnek olma çabasını da sürdürüyorlar.
Sonuç olarak, Şırnaklı çiftin yolculuğu yalnızca bir gezi değil, aynı zamanda hayat dersi niteliği taşıyor. Eşit şekilde dağıtılan mutluluğun ve sevginin evrensel olduğu düşüncesiyle, herkesin kendi hayalleri doğrultusunda adımlar atmasını öneriyorlar. "Işık hızıyla yaşamın akışında kaybolmamak için, hayalinizi gerçeğe dönüştürmekten çekinmeyin" diyorlar. Bu sıradışı serüven, hem kendileri hem de başkaları için ilham verici bir örnek oluşturarak, "İneklerden gezi masrafları, hayalleri gerçeğe dönüştürmenin bir yoludur" özdeyişini kanıtlıyor.