İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu, geçtiğimiz günlerde yaptığı bir basın toplantısında, Gazze’deki insani durumla ilgili dikkat çekici bir açıklama yaparak, “Gazze’de kimse açlıktan ölmüyor” ifadesini kullandı. Bu sözler, dünya genelinde büyük bir yankı uyandırırken, Gazze’deki gerçek durumla ilgili tartışmaları da alevlendirdi. Netanyahu’nun açıklamalarının ardından, uluslararası insan hakları örgütleri, Birleşmiş Milletler ve yerel kaynaklarla yapılan incelemeler sonucunda ortaya çıkan veriler, Başbakanın iddialarının doğruluğunu sorguladı.
Birleşmiş Milletler verilerine göre, 2.3 milyon insanın yaşadığı Gazze’de yaşanan insani kriz giderek derinleşiyor. Gazze Sağlık Bakanlığı, son dönemde yiyecek ve içecek sıkıntısının arttığını, birçok ailenin yeterli gıda temin edemediğini belirtti. UNICEF, bölgede çocukların %85’inin yetersiz beslenme tehdidiyle karşı karşıya olduğunu ortaya koyuyor. Almanya'nın Bonn kentindeki Dünya Gıda Programı ise, Gazze'deki ailelerin %70'inin gıda güvenliği sorunu yaşadığını ifade etti. Bu rakamlar, Netanyahu'nun açlık iddialarıyla çelişiyor. Başbakanın çelişkili beyanları, ölümler ve hastalıklarla sonuçlanan bir insani krizin varlığını göz ardı ettiğini düşündürüyor.
Gazze'deki durumu yerinde inceleyen gazeteciler ve insani yardım çalışanları, Netanyahu’nun açıklamalarını anlatırken, şehrin sokaklarında yaşayan insanların dramına dikkat çekiyor. Gazze'li bir aile babası, “Çocuklarım aç, bazen bir dilim ekmekle gün geçiriyoruz. Hükümetin söyledikleri bize ulaşmıyor, gerçekler çok farklı,” diyerek yaşadığı çaresizliği anlattı. Ayrıca, bölgede faaliyet gösteren insani yardım kuruluşları, aşevlerinden ve gıda yardımlarından yararlanan insan sayısının artmasını beklediklerini aktarıyorlar. Bu durum, kilit noktalardan birinin açlık ve yetersiz beslenme sorunu olduğunu gözler önüne seriyor.
Netanyahu'nun bu tip açıklamaları, dünya kamuoyunu yanıltma çabası olarak değerlendiriliyor. Gazze'deki gerçek durumun kötüleşmesi, sadece insani yardımlara değil, aynı zamanda uluslararası ilişkilerde de olumsuz bir etki yaratıyor. Avrupa, Birleşmiş Milletler ve diğer ülkelerin liderleri, Netanyahu'nun ifadelerine yanıt vererek, bu tür beyanların sorunu çözmek yerine daha da derinleştirdiğini ortaya koydu. Gazze'deki insani durumu ciddiye almayan bir yaklaşım, uluslararası topluluğun insan hakları konusundaki hassasiyetlerini zedelerken, tepkileri de artırıyor.
Sonuç olarak, Netanyahu’nun “Gazze’de kimse açlıktan ölmüyor” açıklaması, sayısız insani gerçek ve tanıklıkla çelişiyor. Gazze’deki durumu anlamak ve çözüm üretmek için gerçek verilerin dikkate alınması gerektiği bir kez daha ortaya çıkmış durumda. İnsanların yaşadığı acılara duyarsız kalınmaması ve uluslararası camianın insani yardımların artırılması adına etkin önlemler alması, bu kriz ortamının son bulması adına kritik bir önem taşıyor.