55 yaşındaki Mehmet Yılmaz, Türkiye'nin güneydoğusundaki Toros Dağları eteklerinde, son iki yılını bir mağarada geçirerek sıradışı bir yaşam sürdü. İnsanların sıradan bir yaşamın peşinde koşarken, o kendine özgü bir yol seçti. O anıyla seçtiği bu yaşam tarzı, başta tuhaf karşılansa da zamanla çevresindeki birçok insanın dikkatini çekmeyi başardı. Yılmaz, sonunda mağarasından ayrılarak yeni bir yaşam kurma kararı aldı ve bu serüveniyle ilgili içten açıklamalarda bulundu.
Mehmet Yılmaz, mağarada geçirdiği süre zarfında doğayla iç içe olmanın verdiği huzuru iliklerine kadar hissettiğini ifade etti. “Mağaram mükemmeldi” diyen Yılmaz, orada geçirdiği her günü bir ödül gibi değerlendirdi. Doğayla olmak, kuşların sesi, ağaçların hışırtısı, akşam ateşinin sıcaklığı onun için birer nimet haline geldi. “Bol oksijenliydi ve huzurluydum,” şeklindeki sözleri, yaşam tarzının ona sağladığı huzuru ve mental sağlığının ne denli iyi olduğunu gözler önüne seriyor. Yılmaz, mağaranın doğal bir sığınak olduğunu ve bir yandan yaşam mücadelesi verirken bir yandan da ruhsal dinginlik bulduğunu ifade etti.
Aniden karar verip yeni bir yaşam kurma düşüncesi, Yılmaz için büyük bir adım oldu. Mağaradan ayrılma sebebini, hayatında yeni bir sayfa açma isteği olarak tanımlıyor. Yılmaz, "Yavaş yavaş büyüyen bir özlem vardı içimde. İnsanlarla etkileşime geçme, sosyal aktivitelere katılma arzusu beni harekete geçirdi," dedi. Yeni evini, şehir hayatının sunduğu olanaklarla dolu bir yer olarak tanımlayan Yılmaz, yine de eski hayatındaki doğayla olan bağını kaybetmek istemediğini belirtti. Doğayı özlemle anan Yılmaz, yeni evinin yakınlarında doğayla iç içe olabileceği bir ortam arayışında olduğunu vurguladı.
Yılmaz’ın bu yaşam yolculuğu, sosyal medyada da büyük ilgi gördü. Kendi blogu üzerinden yaşadıklarını paylaşmayı planlıyor ve bu sayede başkalarına ilham vermek istiyor. “Her insanın kendi huzurunu bulması önemli,” diye ekliyor. Yılmaz, doğada geçirdiği zamanda edindiği deneyimlerin başkalarıyla paylaşılmasının faydalı olacağına inanıyor.
Şimdilik, yeni yaşamına olumlu bakarak, “Kim bilir belki yine bir gün doğanın harikalarını keşfetmek üzere geri dönerim,” diyerek son derece iyimser bir şekilde minimalist hayatının kapılarını araladı. Yılmaz’ın yaşadığı bu sıra dışı deneyim, pek çok insanın ilgisini çekmekle kalmadı, aynı zamanda doğanın insan hayatındaki yerini yeniden sorgulattı.
Gelecekte ne yapacağı ve hangi projelerde yer alacağı merak konusu olan Yılmaz, her ne olursa olsun kendine has felsefesiyle yaşamaya devam edecek gibi görünüyor. Mağarada geçirdiği iki yıl, hayatının önemli bir bölümünü oluşturdu ve ona unutulmaz anılar bıraktı. Sonuç olarak, bu yaşam yolculuğu, insanların alıştıkları konfor alanlarından çıkıp keşfetmeleri gereken yeni ufukların olabileceğini bir kez daha gözler önüne serdi.