Son yıllarda, İsrail’in ulusal güvenliğini sağlamak amacıyla kurulan ve dünya genelinde en gelişmişlerinden biri olarak kabul edilen füze savunma sistemleri, artan tansiyonla birlikte zayıflama riskiyle karşı karşıya. ABD’nin desteğini kaybetmesi, bu sistemlerin etkinliğini tehlikeye atıyor. Uzmanlar, bu durumun Ortadoğu’daki dengeleri tamamen değiştirebileceği konusunda uyarılarda bulunuyor.
ABD’nin İsrail’e verdiği askeri yardımlar, uzun yıllardır stratejik bir ortaklık çerçevesinde devam ediyor. Ancak son günlerde iki ülke arasında yaşanan politik gerilimler, bu desteğin azalmasına neden olmuş durumda. ABD’nin finansal yardımı, İsrail’in sahip olduğu bazı askeri projeleri sürdürmesi için hayati öneme sahip. Ancak Washington yönetimi, özellikle Ortadoğu’daki jeopolitik değişimlerle birlikte bu yardımları gözden geçiriyor.
Özellikle Biden yönetiminin Ortadoğu politikasında yaşanan değişim ve İran ile olan nükleer müzakerelerdeki belirsizlik, İsrail’in kendi güvenliğine yönelik bağımlılığını artırmış durumda. ABD’nin İsrail’e yönelik desteğinin azalması, sadece askeri yardımlarla sınırlı kalmayıp, istihbarat paylaşımını da etkileyebilir. Tüm bu karmaşık dinamikler, İsrail’in ulusal güvenliğini ciddi şekilde sorgulanan bir hale getiriyor.
İsrail, özellikle inşa edilen Iron Dome (Demir Kubbe) sistemiyle bilinen bir füze kalkanına sahip. Bu sistem, her gün karşılaşabileceği füzeleri etkisiz hale getirerek ülke geneli için büyük bir güvenlik sağlamaktadır. Ancak, ABD’nin askeri yardımlarındaki azalma, bu sistemin güncellenmesi ve sürdürülebilirliği konusunda soru işaretleri yaratıyor. Uzmanlar, bu durumun İsrail’in savunma kabiliyetini önemli ölçüde zayıflatabileceğini ifade ediyor.
Geçtiğimiz günlerde değerlendirme yapan askeri analist Dr. Ahmet Korkmaz, “Füze kalkanları, sadece teknolojik bir altyapı değil. Aynı zamanda ulusal güvenliğin bir parçasıdır. Yardımların azalması, bu sistemlerin etkinliğini doğrudan etkileyecektir” şeklinde açıklamalarda bulundu. Korkmaz, bunun altında yatan politik nedenleri de ele alarak, ABD’nin bu tutumunun bölgedeki diğer güçlerle de ilişkilerini zayıflatabileceği uyarısında bulundu.
Sonuç olarak, İsrail’in füze kalkanının zayıflaması, sadece bir askeri kayıp değil, aynı zamanda bölgedeki stratejik dengelerin de çok net bir şekilde alt üst olabileceği bir durum. İran’ın nükleer programı devam ederken, bu tür gelişmelerin oluşturduğu tehditler, bölgedeki tüm oyuncular için alarm verici nitelikte.
İsrail’in güvenliğinin sağlanması için çok daha fazla çaba sarf etmesi gerekeceği bu süreçte, bölgedeki diğer devletlerin de tavırlarını gözden geçirmesi kaçınılmaz olacak. Eğer bu durum böyle devam ederse, Ortadoğu’daki huzursuzluk sadece İsrail ile sınırlı kalmayacak, tüm bölgede yeni çatışma dinamiklerini beraberinde getirecektir.
Özetlemek gerekirse, ABD’nın yardımında yaşanan azalma ve İsrail’in füze kalkanlarının zayıflaması, yalnızca bu ülkenin değil, tüm Ortadoğu’nun geleceği açısından büyük bir tehlike arz ediyor. Gelişmeler, başta askeri analizler olmak üzere, politik ve ekonomik alanda da dikkate alınması gereken çok yönlü değişimleri beraberinde getirebilir.