Son günlerde Ortadoğu’da artan gerginlikler, sürpriz saldırılarla daha da derinleşiyor. Yemen merkezli Husi milisleri, yaptığı açıklamada İsrail’in Ben Gurion Havalimanı’nı balistik füzelerle hedef aldığını belirtti. Bu saldırı, bölgedeki güvenlik dengelerini sarsacak nitelikte bir olay olarak öne çıkıyor. Husi liderlerinin, bu tür saldırıların devam edeceği yönündeki açıklamaları, uluslararası kamuoyunda endişeleri artırdı. Saldırının hemen ardından yapılan resmi açıklamalara göre ise, havalimanının belirli kısımlarında hasar oluştu ancak can kaybı yaşanmadığı bildirildi.
Husilerin bu saldırıyı gerçekleştirmesinde bir dizi nedenle seferber oldukları düşünülüyor. Öncelikle, Ortadoğu’daki güç mücadeleleri ve özellikle İsrail’in Filistin topraklarındaki politikaları, Husilerin geçmişte de benzer saldırılarda bulunmasını tetiklemişti. Bu bağlamda, Husiler’in saldırısının yalnızca askeri değil, aynı zamanda sembolik bir değer taşıdığı da söylenebilir. Husi yöneticileri, yaptıkları açıklamalarda, ‘İsrail’in bölgedeki saldırgan tutumu’ ve ‘Filistin halkının maruz kaldığı baskılar’ gerekçesiyle böyle bir harekete girişmenin meşru olduğunu savunuyor. Bunun yanı sıra, bu eylemin İran tarafından desteklenen gruplar arasındaki koordinasyonu daha da güçlendirebileceği düşünülüyor.
Bu tür bir saldırıya karşı uluslararası toplumdan gelen tepkiler de oldukça önemli. Peki, dünya bu saldırıya nasıl yanıt verecek? ABD ve Avrupa Birliği, yaşanan bu olayın ardından durumu yakından takip ettiklerini ve gerektiğinde müdahale edebileceklerini belirtmiş durumdalar. Genel olarak, uluslararası medyada bu saldırının ‘provokatif bir eylem’ olarak nitelendirilmesi, Husi yönetiminin daha da radikalleşmesi riskini gündeme getiriyor. İlerleyen günlerde, bu tür saldırıların artması durumunda bölgede bir askeri çatışmanın patlak verebileceği endişeleri gündeme gelebilir. Özellikle İran’ın, Husi milislerini desteklemeye devam etmesi, bölgedeki jeopolitik dengeleri daha da karışık hale getirebilir.
Uluslararası uzmanlar, Husilerin bu tür eylemlerinin, sadece bölgesel bir sorun değil, aynı zamanda küresel güvenlik açısından da büyük bir tehdit oluşturduğunu vurguluyor. Ne yazık ki, Ortadoğu’daki istikrarsızlık ve çatışmalar, masum sivilleri etkileyerek geniş kapsamlı bir insani krize yol açabilir. Dolayısıyla, bu tür saldırıların önlenmesi ve durdurulması için uluslararası toplumun bir araya gelerek çözüm üretmesi şart. Mesela, diplomatik çözümler, silah ticaretinin kontrolü ve bölgesel işbirlikleri, çatışmaların önüne geçilmesinde önemli rol oynayabilir.
Özetle, Husilerin İsrail’in Ben Gurion Havalimanı’na gerçekleştirdiği bu saldırı, sadece bölgedeki güç dengelerini sarsmakla kalmayıp, aynı zamanda küresel güvenliği tehdit ediyor. Saldırıya verilen uluslararası tepkiler ve piyasa istikrarı üzerindeki etkileri, ilerleyen günlerde daha fazla konuşulacak gibi görünüyor. Ortadoğu’da barış ve güvenliğin sağlanması için atılması gereken adımlar ise, her zamankinden daha acil hale geldi.