Gazze, son yıllarda yaşanan çatışmalarla birlikte insani krizlerin en derin yaşandığı bölgelerden biri haline geldi. Sıkışmış bir coğrafyada, temel gıda maddelerine erişim sağlamakta büyük zorluk çeken halk, günlük yaşamda var olabilmek için mücadele vermektedir. Bu durum, bölgedeki en savunmasız varlıklardan biri olan çocukları da derinden etkilemektedir. İşte bu sebepten ötürü, Gazze'de bir yaşında olmasına rağmen sadece 5 kilogram ağırlığındaki küçük bir kız çocuğu olan Lama'nın durumu, bu insani krizin ne denli derin olduğunu gözler önüne seriyor.
Gazze Şeridi, 2007 yılından bu yana uygulanan abluka ile birlikte, insani yardımların ve gıda güvenliğinin zayıfladığı bir bölge haline geldi. Birçok aile, yetersiz beslenme ve gıda yetersizliği ile başa çıkmaya çalışırken, çocuklar bu krizin en ağır yükünü taşıyor. 1 yaşındaki Lama, açlık nedeniyle vücut gelişimi gerileyen çocuklardan yalnızca biri. Lama'nın ailesi, günlük hayatta geçimlerini sağlamakta zorlanırken, bu durum özellikle çocukları derinden etkiliyor. Bir anne olarak Lama’nın annesi, yiyecek bulmanın savaşını verirken, kızını her hafta hastaneye götürmek zorunda kalıyor. Ancak hastane de bu şekilde yetersiz sağlık hizmeti sunmakta.
Lama'nın yaşadığı bu zorlu koşullar sadece onun hikayesini değil, aynı zamanda birçok çocuğun karşı karşıya olduğu durumu gözler önüne seriyor. Sağlıklı bir büyüme için gerekli olan gıda maddelerinin bulunamaması, çocukların fiziksel ve zihinsel gelişimlerini engelliyor. Bir yaşındaki Lama'nın 5 kilogram ağırlığında olması, dünya genelindeki süt çocukluğu ve beslenme eksikliği istatistikleriyle karşılaştırıldığında çarpıcı bir örnek teşkil ediyor. Neredeyse tüm dünyada bir yaşındaki çocukların ortalama ağırlığı 10-12 kilogram arasındayken, Lama'nın bu ölçüde kalması, Gazze’deki gıda krizinin korkunç bir yansımasıdır.
Bu durum sadece fiziksel açıdan değil, aynı zamanda psikolojik açıdan da eksikleri olan çocukların yaşadığı travmalarla dolu. Dil gelişiminin, sosyal becerilerin ve genel yaşam kalitesinin aşırı derecede düştüğü bu durum, uzun vadede büyük sağlık sorunlarına yol açmaktadır. Lama'nın annesi, büyük bir çaresizlikle Medical Aid for Palestinians (MAP) adlı uluslararası insani yardım kuruluşuna başvurdu ve kızının daha iyi bir geleceğe sahip olabilmesi için destek talep etti. Destek arayışları sürerken, birçok gönüllü de bu tür durumlara dikkat çekmek amacıyla sosyal medya platformlarında farkındalık yaratmaya çalışıyor.
Gazze’deki sağlık departmanları, bu tür olguların artmasıyla birlikte acil insani yardımların daha da elzem hale geldiğini vurguluyor. Çocukların sağlıklı bir yaşam sürdürebilmesi için desteklenen gıdaların yanı sıra, acil tıbbi yardıma da ihtiyaç duyulmakta. Birçok çocuk bu yardımlar olmadan hastalıklarla savaşıyor ve ciddi sağlık problemleriyle karşı karşıya kalıyor. Yetersiz beslenme ve buna bağlı sağlık sorunları, doğrudan sosyal adaletin ve insan haklarının ihlali olarak değerlendiriliyor.
Ayrıca, uluslararası kamuoyunun bu duruma kayıtsız kalmaması gerektiğine dikkat çekiliyor. Devletler, sivil toplum kuruluşları ve bireyler olarak insanlığa duyulan bu acil ihtiyacın göz ardı edilmemesi ve Gazze halkının daha iyi bir yaşam sürmelerine olanak tanıyacak yardımların ulaştırılması adına harekete geçilmesi gerektiği vurgulanıyor. Gazze'deki durum göstermektedir ki, bu tür insani krizler yalnızca bölgeyi değil, tüm dünyayı etkilemektedir. Her bireyin sağlıklı bir yaşam sürmesi için temel ihtiyaçlarının karşılanması bir insan hakkıdır ve bu hak sürekli olarak ihlal edilmektedir.
Lama’nın hikayesi, pek çok insan için sadece bir çocuk hikayesi değil, aynı zamanda adalet, eşitlik ve insanlık adına bir çağrıdır. Dünya, bu tür olaylara daha fazla ilgi göstermeli ve bu durumun değişmesi için daha fazla sorumluluk almalıdır. Gelecek nesillerin hayat mücadelesinin, her çocuğun eşit koşullarda ve hakkıyla yaşaması için harcanması gereken bir çaba olduğunu unutmayalım.