Son dönemde FETÖ (Fethullahçı Terör Örgütü) iddialarıyla birlikte ortaya çıkan dolandırıcılık olayları, toplumda büyük bir infiale yol açtı. Bu yöntemle pek çok kişi ve kurum, haksız yere mağdur edildi ve milyonlarca lira dolandırıcılık sonucunda kayboldu. Özellikle bu tür haberlerin yoğun olduğu dönemlerde, kişilerin duyarlılığını kullanarak güven aşılayan dolandırıcılar, düşük ama dikkat çekici tekliflerle insanları tuzağa düşürmeye devam ediyor. Oldukça karmaşık ve etkileyici hikayelerle beslenen bu dolandırıcılıklar, çoğu zaman inandırıcı bir zemin üzerine inşa ediliyor. FETÖ ile mücadele kapsamında kullanılan bazı yöntemler, dolandırıcilerin işini daha da kolaylaştırıyor. Dolandırıcılara karşı nasıl korunabileceğinizi ve bu tuzakların nasıl işlediğini bu haberde ele alıyoruz.
FETÖ yalanıyla yapılan dolandırıcılıkların temel yöntemi, öncelikle insanların korku ve endişelerini istismar etmektir. Dolandırıcılar, kişilerle irtibat kurarken FETÖ soruşturmaları, baskılar veya aniden ortaya çıkan şok edici belgelerle insanları korkutarak harekete geçmelerini sağlıyor. Bu noktada, dolandırıcılar genellikle kendilerini 'güvenilir' bir kaynak olarak tanıtarak insanlarla iletişim kuruyorlar. Örneğin, 'Ben polis memuruyum,' veya 'Ben FETÖ ile ilgili devlet yetkilisiyim,' gibi kimlik ifadeleri kullanarak insanların güvenini kazanıyorlar. Bu tür bir yaklaşım, sıradan bir vatandaşın en büyük korkularından biri olan FETÖ bağlantıları ve haksız yere tutuklanma korkusunu tetikliyor.
İleriye dönük olarak ise dolandırıcılar, mağdurlardan çeşitli bahanelerle para talep ediyorlar. 'Sizi koruyacak bir avukat tutmamız gerekiyor' ya da 'Eğer hemen bu kadar parayı ödemezseniz, tutuklanma ihtimaliniz var' gibi ifadelerle korkuyu pekiştiriyor ve mağdurları finansal olarak zor bir duruma sürüklüyorlar. Ne yazık ki çoğu insan bu tür tehditler karşısında kaygıya kapılıp, dolandırıcıların taleplerini yerine getiriyor. Sonuç olarak, dolandırıcılar bir günde sadece bir kişiden değil, çok sayıda insandan para toplayabiliyorlar.
FETÖ gerekçesiyle dolandırıcılığa maruz kalan kişilerin sayısı her geçen gün artıyor. İşin çarpıcı yanı, dolandırıcılığın yalnızca bireyleri değil, aynı zamanda küçük işletmeleri ve sivil toplum kuruluşlarını da hedef alması. Özellikle destek yapmak için bu tür kurumlarla irtibata geçen kişiler, dolandırıcılara alet olup büyük kayıplara uğruyorlar. Güvenlik güçleriyle irtibat kurmadan doğrudan dolandırıcılara para gönderen mağdurlar, aradan uzun süre geçtikten sonra dolandırıldıklarını anlıyorlar. Ancak, çoğu zaman bu süreçte hem zaman hem de maddi kaybın bedeli ödenmiş oluyor.
Son yapılan bir araştırmaya göre, FETÖ bahanesiyle gerçekleştirilen dolandırıcılıklar sonucunda yalnızca son bir yılda 20 milyon TL’yi aşan bir kayıp bildirilmiş durumda. Bu da demek oluyor ki, dolandırıcılar, her bir kurbandan ortalama olarak 15.000 TL gibi bir miktar alıyor. Psikolojik olarak da bu tür bir dolandırıcılık mağdurları derinden etkiliyor ve travma yaşamalarına neden oluyor. Dolandırılmış kişinin bu tür bir durumdan kurtulması, yalnızca maddi kayıplarını telafi etmekle kalmıyor, aynı zamanda psikolojik destek alması gerektiği gerçeğini de beraberinde getiriyor.
Devlet ve güvenlik güçleri ise bu tür dolandırıcılıklara karşı çeşitli önlemler almaya çalışıyor. Ancak dolandırıcıların sürekli olarak yeni yöntemler geliştirmesi, bu mücadeleyi oldukça zorlu hale getiriyor. Bu nedenle, her bireyin kendi duyarlılığını artırması, farkındalığını artırması, en önemlisi de bu tür dolandırıcılıklara karşı dikkatli davranması gerektiği vurgulanıyor. Eğitim seminerleri, internet üzerinden yapılan bilgilendirmeler ve kamu spotlarıyla insanların bilinçlendirilmesi hedefleniyor. Daha fazla insanın bu tür dolandırıcılıklara karşı farkında olması, toplumda oluşturulacak bir dayanışmanın önünü açacaktır.
Sonuç olarak, FETÖ iddiaları üzerinden yürütülen dolandırıcılık olayları, toplumda geniş bir yankı bulmuş durumda. Bu tür suçların önüne geçilebilmesi için hem bireylerin hem de toplumun bilinçlenmesi hayati önem taşıyor. Hozırda bekleyen bu sorun karşısında duyarlı ve dikkatli olmak, mağduriyetlerin önüne geçmek adına adeta bir gereklilik haline geldi. FETÖ bahanesiyle yapılan dolandırıcılıkların her geçen gün artış göstermesi, devlet kurumlarının dikkatini çekmeli ve sorunun üzerine daha etkin bir şekilde gidilmelidir.