Toplumun bazı kesimlerinde erkek çocuk sahibi olma isteği hala güçlü bir şekilde devam ediyor. Bunun çarpıcı bir örneği, Adana’nın bir köyünde yaşayan 38 yaşındaki Ayşe Kaya’nın hikayesi. Ayşe Hanım, erkek çocuk sahibi olma hayaliyle tam dokuz kez anne oldu ve sonunda hayalini gerçekleştirdi.
Dört kız çocuğuyla başladığı annelik yolculuğu, çevresel baskılar nedeniyle onun için bir mücadeleye dönüştü. Ayşe Hanım, “Kız çocuklarımı çok seviyorum ama eşim ve ailem erkek çocuk sahibi olmam için büyük bir beklenti içindeydi. Bu süreçte hem fiziksel hem de duygusal olarak çok zorlandım,” dedi.
Dokuzuncu hamileliğinde bir erkek çocuğa kavuşan Ayşe Hanım, bu sürecin kendisi için zorlu olduğu kadar öğretici bir deneyim olduğunu ifade etti. “Erkek çocuğum oldu ama anladım ki bir evlat kız ya da erkek fark etmez, her biri birer hazine,” diye ekledi.
Sosyologlar, bu hikayenin toplumsal cinsiyet rollerine ve erkek çocuk önceliğine dair önemli bir gerçeği yansıttığını belirtiyor. “Bu tür beklentiler, özellikle kırsal kesimlerde kadınların üzerindeki baskıyı artırabiliyor. Eğitim ve farkındalık çalışmalarıyla bu anlayışın değişmesi gerekiyor,” diyor uzmanlar.
Ayşe Hanım’ın hikayesi, bir kadının toplumun baskılarına karşı verdiği mücadelenin bir yansıması. Ancak bu durum, aynı zamanda toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda yapılması gereken çalışmaların da altını çiziyor. Her çocuğun eşit değerde olduğu bilinciyle, toplumun bu algıyı değiştirmesi büyük önem taşıyor.